31 Aralık 2016 Cumartesi

Bilirim geçmişi geri getirmeye yoktur mecalin,

Bilirim;
Yaramı sarmaya yoktur ilacın,
Ama bir tatlı söz,
Bir selam olsun yollayamaz mısın?
Haklısın geri dönmen imkansız lakin,
Yalandan olsa bile,
Özledim gel diyemez misin?

***

Bilirim;
Geçmişi geri getirmeye yoktur mecalin,
Ama sana adanmış yılların hatırına,
Bugünümü bana veremez misin?
Giderken benden alıp götürdüğün kalbime,
Yalandan olsa bile,
Ben de sevdim diyemez misin?

***

Bilirim;
Kırgınlığımı gidermeye yoktur niyetin,
Ama en azından,
Bir üzüntünü olsun bildiremez misin?
Tekrar hayata dönebilmem,
Uzaktan da olsa sevebilmem için,
Hiç olmazsa gönlümü alacak,
Birkaç kelime söyleyemez misin?



Uyuz Kadın & Gıcık Adam

30 Aralık 2016 Cuma

Sem hiç gitmekle kalmak arasında kaldın mı hiç?

Sen hiç gitmek ile kalmak arasında,
Kararsız kaldın mı?
Ayrılmak zorunda olduğun halde,
Dalına sımsıkı tutundun mu?
Açılmayan kapıları zorladın mı?
Kadere meydan okudun mu?
Söyle sevgili susma söyle,
Sen hiç âşık oldun mu?

***

Kendini gündüz başka,
Gece başka hissettin mi?
Karanlık üstüne üstüne geldi mi,
İçin içini yedi mi?
Gözlerinden damlayan yaşlar,
Süzülürken yanaklarını yaktı mı?
Söyle sevgili susma söyle,
Senin de kalbin biri için attı mı?

***

Sen terk edilmek,
Sevilmediğini bilmek nasıldır bilir misin?
Binlerce kez kovulsan da,
Yine de kapısına gelir misin?
Tek bir güzel söz duymadığın halde,
Tekrar tekrar arar mısın?
Yok deme sevgili yok deme,
Sen aşka inanır mısın?

***

O aşk ki; cihan padişahı olsan,
Fayda etmez çaresiz kalırsın,
Dört kıtaya hükmetsen de,
Gider bir güzele teslim olursun,
Yerin yedi kat dibindeki ateşe,
Dayanırsın dayanmasına da,
O ceylan gözlerin tek bir bakışı ile,
Kül olup savrulursun.



Gıcık Adam

29 Aralık 2016 Perşembe

Kimsenin yaşamadığı bie gün...

Kimsenin yaşamadığı bir gün,
Takvimlerden yırtılmış dün gibiyim.
Geçip gitmiş bir mevsim,
Yazıp tükenmiş kalem gibiyim.
Bakıp ta görmeyen bir göz,
Hiç yanmamış köz gibiyim,
Anla işte sevgili;
Ciğere çekilmemiş bir nefes,
Hiç atmamış kalp gibiyim,
Doğup yaşamamış bir ölü,
Ölüsü olmayan mezar gibiyim.
Başka da nasıl anlatsam,
Elimde kürek,
Kendi kuyumu kazar gibiyim...
Ya sen sevgili,
Peki sen iyi misin?
Hala bu ayrılık için,
Gerekliydi der misin?...



Gıcık Adam

28 Aralık 2016 Çarşamba

Halimi sorma ne olur,...

Halimi sorma ne olur,
Zaten aldanmaya yer arıyorum.
Sen nasılsın dedikçe,
Beni düşündüğünü sanıyorum.
Sonra içimde bir savaş,
Sil baştan ortalığı yıkıyor.
Bir yanda ateş cayır cayır yakarken,
Diğer yanda yağmurdan,
Yüreğimde nehirler taşıyor.
İlk defa ateş ve su,
El ele verip bana karşı savaşıyor.
Sen bir selam versen,
Yer yerinden oynuyor.
Bir defa gülsen kıyametler kopuyor.
Aklım ve kalbimin savaşı,
İçimde ne var ne yoksa yıkıyor.
Kazanan hangisi olursa olsun,
Olan bana oluyor.
Halimi sorma bu yüzden ne olur.
Zaten bahaneye bakıyorum.
Tek bir güzel söz söylesen,
Hemen sana kanıyorum.
Anla işte sevgili,
Ne aklım başıma geliyor,
Ne kalbim yeter diyor.
Her ikisi de,
Ne yazık ki beni unutuyor.
Onlar çarpışırken,
Ben yara alıyorum.
Onlar vuruşurken,
Ben yaralanıyorum.
Sonra sen yine gidiyorsun,
Ve ben bir daha ortada kalıyorum.
Sorma, ne olur sorma beni.
Nasılsın deme selam verme,
Benimle göz göze bile gelme.
Dayanamıyorum.
Gök yarılıyor bir anda,
Güneş yakıyor,
Depremler yıkıyor,
Bedenim ruhumu sıkıyor.
Nefes almakta zorlanıyorum.
Benden parça parça kopup,
Sana koşanlarımı tutamıyorum.
Sorma ne olur,
Niyetin iyi de olsa,
Sorma beni bir daha,
Yokluğundayım işte,
Sensizlikteyim,
Aşkların en delisinde,
Sevdaların en tepesindeyim.
Anla artık hasretlerdeyim,
Başka da nasıl olayım ki,
Yıkık viran bir haldeyim...



Gıcık Adam

27 Aralık 2016 Salı

Bir sevda var;...

Bir sevda var...
Senin aklının almadığı,
Benim kalbimin dayanmadığı...
Senin saçının telinin dahi yanmadığı,
Benim kül olmadık yerimin kalmadığı...

***

Bir sevda var;
Senin dile getiremediğin,
Benim yazarak bitiremediğim...
Senin bir türlü anlayamadığın,
Benim ise tamamlayamadığım...

***

Bir sevda var;
Senin kıymetini bilemediğin,
Benim yaşamaya kıyamadığım...
Senin olmasa da olur sandığın,
Benim ise candan öte saydığım.

***

Bir sevda var sevgili;
Yüzyıllar öncesinde yaşanmış gibi,
Bir rüya görüpte uyanmış gibi.
Senin gerçek olduğuna inanamadığın,
Benim ise uzanıpta dokunamadığım.

***

Var sevgili var,
Bir sevda var biliyorum.
Bu gününü yaşayamadığım,
Yarınlara taşıyamadığım...
Ellerimle tutamadığım,
Kaçıp kurtulamadığım...
Bir sevda var işte,
Anlatamadığım...



Gıcık Adam

26 Aralık 2016 Pazartesi

Sevgili dediğin başkadır gönlüm,..

Her karanlığın bir şafağı,
Her insanın bir karanlık yanı var,
Her yüreğin bir sahibi,
Her sahibin bir Yaradan’ı var,
Ve sen;
Sakın unutma gönlüm;
Döktüğün gözyaşının bir sebebi,
O sebebin de bir müsebbibi var.

***

Her ateşin bir yananı,
Her yananın bir yakanı var...
Her günahın bir bedeli,
Her bedelin bir ödeyeni var,
Ve sen;
Sakın unutma gönlüm;
Aldığın nefesin bir hesabı,
O hesabın da bir soranı var.

***

Bilesin ki;
Her bilinmezin bir cevabı,
Her cevabın bir arayanı var.
Görürüm ki;
Boş yere yandığına yanarsın da,
Kalbindeki aşkı hiç bulamayanı,
Ömrünü boşu boşuna tüketip,
Aşık dahi olamayanı var...

***

Sevgili dediğin başkadır gönlüm;
Zalim olup zulmedeni,
Ateş olup yakanı var,
Şifa olup sürüleni,
Tabip olup saranı var,
Yüzüne bakmayanı,
Yalvarsan da kalmayanı var,
Sevmekten korkanı,
Aşkı zaaf sananı var,
Var gönlüm var,
Sen gibi tutuşup yananı dahi var...

***

Aşk kader gibidir gönlüm,
Oturup seçemezsin,
Beni yordu diyerek,
Ondan vazgeçemezsin,
Ateşe uçan kelebek misali olursun da,
Kıyısından geçemezsin,
Kor olup yanmışsın,
Alevlerde kalmışsın ne çıkar,
Tutuşurken değdiğin o an için,
Bin ömrü değişemezsin.
Ve ben bilirim ki gönlüm,
Ne kadar sitem etsen de;
Arş-ı Ala'dan davet gelse,
Sen sevgili olmaksızın gidemezsin...

***

Yan o halde kalbim,
Kimseye sitem etmeden,
Hiçbir şey ağırına gitmeden yan.
Madem aşkın kanunu böyle,
Sen de bu çileye dayan.
Acı sana kardeş,
Ateş sana yoldaş,
Hasretlik karındaş...
Ses etme gönlüm,
Sakın ola ah etme,
Belki vuslat mahşeredir,
Kim bilir;
Belki de çektiklerin,
Sevgilinin cennetine girmeye vesiledir...



Gıcık Adam

24 Aralık 2016 Cumartesi

Bugün cok efkarlıyım sevgili; herşeyi bırakıp sana gelesim var...

Bugün efkârlıyım sevgili;
Kibrit atıp güneşi yakasım,
Bir tas su alıp,
Denizi yıkayasım var.
Efkârlıyım işte sevgili;
Öyle ki;
İşi gücü bırakıp sana sarılasım,
Omuzlarında,
Gözyaşı döküp ağlayasım var.

***

Bugün efkârlıyım sevgili;
Bulutları tutup,
Alaşağı edesim,
Bir metre çukur kazıp,
İçine giresim var.
Efkârlıyım işte sevgili;
Öyle ki;
Her şeyi unutup kapına gelesim,
Tekme tokat kovsan da,
Gitmeyip kalasım var...

***

Anla sevgili efkârlıyım işte;
Kapkara geceyi,
Siyaha boyayasım,
Gündüzün üstünü,
Bez ile kapayasım var.
Efkârlıyım sevgili,
İnan çok efkarlıyım;
Her şeye rağmen;
Gururumu bir kenara bırakasım,
Dizlerine kapanarak,
Beni affet diye yalvarasım var...

***

Efkârlıyım sevgili;
Yoldan geçen arabalara,
Çelme atasım,
En iri kıyım adamlara,
Gidipte çatasım var,
Duy sesimi sevgili,
Bugün başka bir efkârlıyım;
Öyle ki;
Her şeyi bırakıp buralardan kaçasım,
Yanıma bir seni bir de beni alasım var...



Gıcık Adam

23 Aralık 2016 Cuma

Suskunluğuma bakıp, Hasretimin bittiğini düşünme...

Eğer anlatamıyorsam,
Dilimin dönmediğinden değil...
Hem acımın dinmediğinden,
Hem yangınımın sönmediğindendir...
Ve eğer anlamıyorsan,
Sesimi duymadığından değil,
Senin gözünün görmediğinden,
Benim yüzümün gülmediğindendir.
Her şeye rağmen,
Yaşadığımı söylüyorsun da,
Bil ki ölmüyorsam,
Vadem dolmadığından değil,
Yatacak yerim olmadığından,
Bir mezarım bulunmadığındandır.
Bilirim ayrılığa bahanen çok ama,
Bunca davete rağmen gelmiyorsan,
Yolu bilmediğinden değil,
Yüreğin yetmediğindendir.
Velhasıl sevgili;
Suskunluğuma bakıp,
Hasretimin bittiğini düşünme.
Arşı inletmiyorsam,
Acımın dindiğinden değil,
Aklımın yittiğindendir.
Yoksa ateş olur yanarken yakardım.
Yoksa sel olur akarken yıkardım.
Ama ben suskunluğu seçtim.
Ama ben kabullenmeyi seçtim.
Bu sana ah ettiğimden değil,
Sabrettiğimden..



Gıcık Adam

22 Aralık 2016 Perşembe

Kalmıyorsam istemediğimden değil yerim olmadığından...

Ağlıyorsam;
Canım yandığından değil,
İçim acıdığından...
Bir yerim kanadığından değil,
Yüreğim sızladığından...
Kalmıyorsam;
İstemediğimden değil,
Yerim olmadığından...
Bittiğinden değil,
Başlamadığından...
Neyin var diyorlar.
Yok işte,
Hiç bir şeyim yok.
Yaşamaya sebebim yok mesela.
Yüzümü güldürenim,
Gönlümü eyleyenim,
Yar dediğim,
Her şeyim bildiğim yok.
Başka neyim olacak.
Yok işte,
Hiç bir şeyim yok.



Gıcık Adam

21 Aralık 2016 Çarşamba

Sen benim en doğru yanlışım, tövbesi olmayan günahımsın...

Sen benim en doğru yanlışım,
Tövbesi olmayan günahımsın,
Uzak duramadığım yasaklım,
En açık ettiğim saklımsın.
Sen başımdan giden aklım,
Severek çektiğim ahımsın.
Hem en iyi yanım,
Hem yüreğimde kanayanımsın,
Sen benim rüyalarda buluşup,
Hayallerde kavuştuğumsun.
Dokunmadan tutunup,
Uzak iken ulaştığımsın.
Sen bana benden yakın,
Kendimden dahi kıskandığımsın.
Hem cefasına yakındığım,
Hem herkesten sakındığımsın.
Tutmuş neyin olur diyorlar?
''Kendim'' diyorum gülüyorlar.
Bu kendini çok beğenmiş diyorlar.
Ama onlar bendeki seni görmüyorlar.



Gıcık Adam

20 Aralık 2016 Salı

Ben sende aşkın sırrına erdim...

Ben senin yüreğine damlayan derdin,
Sağanak olup üzerime yağışını sevdim,
Ben senin gözlerine dolan yaşın,
Irmak olup yüreğime akışını sevdim.
Ben senin aklına gelen sözlerin,
Şiir olup dudaklarımdan çıkışını sevdim.
Seninle aramızdaki o görünmez bağın,
Bizi birbirimize sımsıkı sarışını sevdim,
Gittiğim her yolun sana varışını,
Zulmün ile beni yakıp yıkışını sevdim.
Düşün;
Gece çökünce neden hep sana geldim,
Nasıl olupta sürekli rüyalarıma girdin,
Çünkü sevgili,
Ben sende aşkın sırrına erdim,
Ve aşkın sırrına erdikçe,
Seni hep daha çok sevdim...



Gıcık Adam

19 Aralık 2016 Pazartesi

Sürekli ölüm ölüm diyorsun da, senin ölüm dediğin ne ki, Böyle yaşamanın yaninda...

Sürekli ölüm ölüm diyorsun da,
Ölüm hakkında ne biliyorsun?
Belki sadece gitmektir ölüm dediğin...
Öncesinde gidenlere kavuşmak,
Buluşup hasret gidermektir.
Zor olansa bakmaktır gidenin ardından.
Kalmaktır, özlemektir en ağırından...
Gidenin nereye gittiğini,
Ona ne zaman kavuşacağını bilmemektir.
Bu yüzden ölüm deme artık bana.
Çünkü kurtulmaktır belki de ölüm dediğin.
Var mı topraktan ötesine dair bildiğin?
Var mı ölüme dair görenden bir dinlediğin.
Yok…
Ya yaşamak…
Yaşamak nedir bilir misin?
Bilir misin mesela hasreti yüreğine gömmeyi?
Bilir misin yanındayken ayrılmayı,
Var ile yok arasındayken sevmeyi.
Elini uzatsan dokunacak kadar yakınken,
Uzak durmayı...
Bulup bulup sonrasında yitirmeyi...
Ölüp ölüp tekrar dirilmeyi…
Sürekli ölümden bahsediyorsun da,
İnan yaşamak çok daha zor.
Ben ki bunca sene,
Ölüp ölüp yaşamışım bilmez miyim?
Ben ki hayata yıllarca,
Sabır ile katlanmışım,
Hasrete dayanmışım,
Ayrılık acısını tatmışım,
İkisi arasındaki farkı anlamaz mıyım?
Ölüm dediğin yaşamanın yanında ne ki…
Hastalık yoktur,
Yaşlanmak yoktur,
Gece uykusuzluk derdi,
Gündüz uyanamamak sıkıntısı yoktur.
Güneş yakmaz tenini.
Kar, kış üşütmez bedenini.
Bırakır gidersin kalbini,
Hiçbir sevda acıtmaz canını.
Söküp atarsın içinden olmazları,
Tüm imkânsızlıkları.
Kalp ağrısı hissetmezsin.
Yolları yıldırım hızıyla geçer,
Sevdiklerine,
Göz açıp kapayacak zamanda ulaşırsın.
Kalanlar öyle mi?
Hastalık her an kapıda bekler.
Her geçen gün biraz daha yaşlandığını,
Gençliğinin elinden uçup gittiğini görürsün.
Çok zaman geceleri uyku girmez gözüne.
Sabahları ise uyanmak istemezsin.
Gün olur ateşlerde yanarsın.
Gün olur iliklerine kadar donarsın.
Bırakıp gider tüm sevdiklerin zamanla,
Sen zar zor dayanırsın.
Yaşadığın sevda kanatır yüreğini.
Ne kadar çabalasan da,
Yaranı saramazsın.
Çünkü tek vücut olmuş,
Kaynaşmıştır kalbinle sevdası birbirine.
Ve sen söküpte kalbini,
Başka birşey koyamazsın yerine.
Asla sen sana sığmazsın ama
Bedeninden dışarı da taşamazsın.
Arada ezilir gidersin.
Uzakta olanlara ne kadar istesen de gidemezsin.
Görmek sadece yarı ölüm olan uykuya kalmıştır.
Rüyanda görmek bile kısmet olmaz çok zaman.
Değil yıldırım hızıyla ulaşmak,
Birkaç metre uzağa gitmen bile
Günler ve hatta haftalar sürer.
Ölüm deme bu yüzden bana.
Zira senin bildiğin ölüm,
Benim bildiğim yaşamanın yanında ne ki...



Gıcık Adam

18 Aralık 2016 Pazar

Her nerede isen, Dön artık ne olur geriye...

Eksikliğini hiç hissetmedim,
Bir gün bile mahzun olmadım,
Öyle ellerim filan titremedi,
Kalbim desen senin için atmadı.
Geceleri hem terleyip hem üşümedim,
Ben tek bir gün bile seni düşünmedim.
Ne gülüşün baharı getirdi bana,
Ne bakışın ok olup saplandı bağrıma.
Ben seni hiç özlemedim,
Ve bil ki;
Seni biraz olsun sevmedim...

***

Biliyor musun gittiğinden beri,
Kendime hep böyle söyledim.
Ama olmuyor,
Kalbim dilime inanmıyor.
Aklım yalanıma kanmıyor.
Özlüyorum sevgili,
Hem de anlatamadığım kadar,
Dayanamadığım kadar özlüyorum.
Baktığım her yerde seni görüyorum.
Sen diye kendi kendime konuşuyorum.
Adım çıktı deliye.
Her nerede isen,
Dön artık ne olur geriye.



Gıcık Adam

17 Aralık 2016 Cumartesi

Ey aşkını benden gizleyen sevgili, seni almaya değil senin olmaya geldim...

Ey hanesini benden esirgeyen sevgili,
Kapını değil kalbini çalmaya geldim.
Aşkını sevgisini gizleyen sevgili,
Seni almaya değil senin olmaya geldim.

***

Ey varını yoğunu benden kaçıran sevgili,
Ekmeğine ortak değil katık olmaya geldim.
Huzuru uzaklarda arama boş yere,
Hayatına dert değil neşe katmaya geldim.

***

Aşkınla şifa bulmak değil derdim,
Ateşinle yanıp pişmeye geldim.
Ömründen ömür almaya değil,
Kalan ömrümü adamaya geldim.

***

Tanrı misafiri olarak gelmedim sana,
Tanrının emanetine talip olmaya geldim.
Sendeki teni görmek değil ki niyetim,
Tendeki canı candaki özü bulmaya geldim.



Dağdelen

16 Aralık 2016 Cuma

Bu aşkı soranlara ne cevap vereceksin...

Sen hiç tanımadığın birine,
Sevdiğini sordun mu?
Sana zulmetmesine rağmen,
Onu korudun mu?
Haksız olduğunu bilsen bile,
Savundun mu?
Söyle sevgili susma söyle,
Sen hiç;
Aşkın rüzgârında savruldun mu?

***

Kanatların hiç kırıldı mı mesela,
Dizlerinin bağı çözüldü mü,
Dermanın kalmayıp yere yığıldın mı,
Söyle sevgili susma söyle,
Sen hiç;
Ortada çaresiz kaldın mı?

***

Mutluluk ararken hüznü buldun mu?
Gözlerin açıkken Azrail'i gördün mü?
Ağlaman gereken yerde güldün mü?
Söyle sevgili susma söyle,
Sen hiç;
Yaşamak isterken öldün mü?

***

Kendi salanın okunduğunu duydun mu?
Göklerden gelen o davete uydun mu?
Canını teninden kendi ellerinle soydun mu?
Söyle sevgili susma söyle,
Sen hiç,
Bedenini toprağın bağrına koydun mu?

***

Toprak üstünü örterken için ürperdi mi?
El ayak çekildikçe içine korku geldi mi?
Sorgu sual edene,
Dünyada neler ettin diyene,
Sevdim demeye dilin vardı mı?
Söyle sevgili susma söyle,
Senin hiç;
Aşka sığınacak yüzün kaldı mı?

***

Bu aşk bana Yaradan'dan armağan,
Soranlara seni söylemem zaten olağan,
Lakin sen aşkı hiçe saydın,
Sadece yazdığım şiirlerde vardın.
Şimdi söyle sevgili,
Bu toprağın koynuna elbet sen de gireceksin,
Sorgu sual edene,
Neler ettin diyene,
Peki sen ne cevap vereceksin?
Onlara ne söyleyeceksin?



Dağdelen

15 Aralık 2016 Perşembe

Seni göremediğim bir günü yaşanmış saymıyorum...

Seni göremedim ya bugün...
Canım yanıyor,
İçim sızlıyor.
Karanlıkta kaybolmuş,
Küçük bir çocuk misali,
Ortada kalıyorum.
Yüreğimde tarifsiz bir hüzün,
Anlatılmaz bir acı.
Dalından koparılmış,
Yeşili gitmiş,
Rüzgara kapılmış bir yaprak misali,
Savruluyorum.

***

Sen yoksun ya bugün yanımda,
Yerimi yurdumu unutuyorum.
Neredeyim, ne haldeyim ve hatta,
Ben kimim bilemiyorum.
Ne zaman girdin dünyama.
Nasıl kapladın dört bir yanı bilemiyorum.
Seni göremedim ya bugün,
Bugünü yaşanmış saymıyorum.

***

Bana senden bir hediye bırak sevgili,
İnan yokluğuna dayanamıyorum.
Ne olduğu mühim değil,
Bir mendil,
Bir kağıt ya da ne bileyim işte,
Aklına ne gelirse.
Ama senin ellerinden gelsin,
Sen gibi koksun,
Senden olsun.
Yokluğunda bana yar ve yardımcı olsun.
Seni göremedim ya bugün,
Efkarlıyım sevgili.
Bırak hatıran yanımdaki sen olsun.



Dağdelen

14 Aralık 2016 Çarşamba

Bana öyle bir mektup yaz ki sevgilim...

Bana öyle bir mektup yaz ki sevgilim,
Alır almaz o cennet kokunu duyayım.
Buram buram sevda koksun,
İçinde taze bir başak misali,
Saçlarından bir tutam olsun.
Geceleri bağrıma basıp,
Verdiğin huzuru tekrar tekrar yaşayayım.
Bana öyle bir mektup yaz ki sevgilim,
Kendimden geçeyim,
Aklımı yitireyim.
Kuruntularımın hepsi boşmuş,
Beni gerçekten seviyormuş diyeyim,
Beni özlediğini bileyim.
Öyle bir mektup olsun ki,
Gelsin beni en gizli,
En saklı zulamda bulsun,
Ve öyle bir mektup olsun ki,
Varsın ecelim olsun.
Yokluğunda avunayım.
Aklıma karşı kalbimi savunayım.
İçim her sıkıldığında,
Tekrar tekrar okuyayım.
Yaz bana sevgilim,
Ne yazmışsın,
Ne demişsin mühim değil.
Yeter ki içinde ben olayım,
Yeter ki içinde,
Ben olmaktan çıkıp,
Sen olan kendimi bulayım.



Dağdelen

13 Aralık 2016 Salı

Bendeki SENİ bilseydin, dayanamaz aklını yitirirdin...

Sen;
Yüreğimdeki yarandın.
Asla saramadığım.
Sen;
Gizlim saklımdın.
Kimseye soramadığım.
Sen;
Güneşimdin.
Gözlerim kamaşıp bakamadığım.
Sen öyle çok şeydin ki,
Sonsuza dek sayamadığım...


Sen;
Bendeki seni bilseydin,
Dayanamaz aklını yitirirdin.
Sen;
Benden sana baksaydın,
Başka kimseyi göremezdin.
Sen;
Bu aşkı anlasaydın,
Yemin billah gidemezdin.
Öyle beylik sözlerle,
Aşkımıza karşı gelemezdin...


Sen;
Rüyalarımın sahibi,
Aldığım nefesin sebebi.
Sen;
Aklımı esir eden,
Zavallı gönlüme hükmeden.
Eğer biraz olsun sevseydin,
Bunu bana yapmazdın.
Beni toprağa gömüp,
Dünyada bensiz kalmazdın.
Bilseydin sevgili,
Bilseydin ellerimi bırakmazdın.



Dağdelen

12 Aralık 2016 Pazartesi

İyiyim dememi bekleme sevgili...




Benden iyiyim dememi bekleme sevgili,
Nasılsın diye sorma...
Mektup yollama...
Sonra kağıda kokun siner dayanamam.
Yapma...
Ne olur sevgili,
Ne olur artık beni yorma.
Hem biliyorsun,
Yokluğunda iyiliği unuttum ben.
Artık daha bir kötüyüm,
Daha bir aksi.
Hatırlarsın,
Eskiden yolda taş görsem kenara alırdım,
Yaşlı birini görsem koşardım.
Velhasıl sevgili eskiden yaşardım,
Bir anlamda insandım.
Ama şimdi öyle miyim,
"Bırak kalsın" diyorum tüm taşlar yollarda.
Yaşlı yaşlı insanlar ne geziyor kaldırımlarda.
Anla işte insanlığımı yitirdim,
Senden sonra kendimi bile bitirdim.
"Kötüyüm ben diyerek geziyorum.
Yolda masum karınca görsem,
İnadına eziyorum.
Ah be sevgili nasıl anlatsam.
Telefonu bile sol cebimde taşıyorum.
Hatırla ne çok kızardın bana,
Kalbine zararlı derdin hep,
Sağ yanında taşısana,
Artık inadına sol cebimde taşıyorum.
Ne zaman çalsa hep seni anıyorum.
Solumda sen varsın ya;
Olan sana olsun istiyorum.
Durursa kalbim,
Üzülürsün çünkü biliyorum.
Benden iyiyim dememi bekleme sevgili,
İstesem de diyemem,
Yalan söyleyemem.
En fazla iyi gibi olurum,
Fena değil kivamında bulunurum.
Hani derler ya işte
"İç güveysinden hallice,"
Başka da nasıl anlatılır ki...
Kış gününde tomurcuk açmış gibiyim işte.
Bir kaç gün sonra,
Zaten solacağım bu gidişle...
Benden fazlasını bekleme,
Bugün var yarın yokum.
Gerçek sevgiye aç,
Sahtelerine ise tokum.
Sorma bu yüzden,
İyiyim diyemem.



Dağdelen


11 Aralık 2016 Pazar

Yaram kanarken böyle derinden, Ölmez miyim sence kederimden...

Söyle;
Şimdi ben nasıl ağlamayayım,
Nasıl yanmayayım,
Nasıl ortada kalmayayım.
Bu acıya taş olsa dayanır mı?
Sen benden gittikten sonra,
Gönül bu beden de kalır mı?
Söyle;
Şimdi ben aklıma
Nasıl mukayyet olayım?
Var mısın,
Yok musun nasıl bileyim.
Yüreğimdekileri kime diyeyim.
Nerelere gideyim.
Söyle;
Artık kim anlar halimden,
Kim kurtarır beni kederimden.
Yaram kanarken böyle derinden,
Ölmez miyim sence kederimden.
Bu saatten sonra kim bana şifa olur.
Bu gönül hangi söz ile teselli bulur.
Hayalin bir görünür,
Bir kaybolurken,
Gerçek nedir,
Yalan nedir nasıl bilinir.
Hayal misin,
Yoksa değil misin nasıl fark edilir.
Söyle sevgili,
Şimdi ben nasıl yanmayayım.
Nasıl karalar bağlamayayım.
Yokluğun dehlizlerinde,
Nasıl kaybolmayayım.
Keşke giderken beni götürseydin,
Ya da ecele bırakmayıp,
Kendi ellerinle öldürseydin.
İnan canım bu kadar yanmazdı.
En azından bedenim,
Böyle cansız kalmazdı...
En azından yüreğim,
Paramparça olmazdı.


Gerçekte bir meleksin de, insan suretine mi sokmus seni yaradan...

Ey benim sol yanım,
Aklımda olup yanımda olmayanım,
Ey benim eksik yarım,
Yüreğimdeki yeri dolmayanım,
Sen nasıl bi sevdasın ki,
Ruhum bir türlü sana doymuyor,
Bu aşkı tarif etmek istiyorum ama,
Benim bile aklım almıyor.

Ey benim aydınlık yanım,
Güneşi hiç batmayanım,
Ey benim baharım,
Çiçekleri solmayanım,
Sen nasıl bi cennetsin ki,
Kalbim geri gelmiyor,
Hangi yol sana çıkar,
Ben dahil kimse bilmiyor.

Ey beni benden alanım,
Cihanı kıskandıran mis kokulum,
Ey benim hasretim, özlemim,
İpek tenli, yumuşak dokulum,
Gercekte bir meleksin de,
İnsan suretine mi sokmuş seni yaradan,
Gönlüm tek seni sevmiş,
Zevk almaz ki senin olmadığın dünyadan.

Ey benim gönül bahçemde,
Solmayan çiçeğim,
Ey benim geçmişim,
Hasretle beklediğim geleceğim,
Ömür  sayılı gün,
Bekletme artık sevdiceğim,
Bilesin ki geciktiğin her gün,
Ecelden değil hasretinden öleceğim.

Söyle;
Ben ölürsem mezarıma gelir misin?
Ben diye toprağıma bir öpücük verir misin?
Ölmeden görseydim diye ah edipte kendine,
Benimle birlikte toprağın bağrına girer misin?


Sadece Sevdim işte sebebsiz, nedensiz ve de hadsiz bir şekilde...



Sebebi yok,
Açıklaması,
Gerekçesi yok.
Ne ben konuşarak anlatabilirim, 
Ne sen dinle
yerek anlayabilirsin.
Ne ben yazarak anlatabilirim,
Ne sen okuyarak anlayabilirsin.
Sadece sevdim işte;
Sebepsiz,
Nedensiz.
Ve de hadsiz bi şekilde.
Hemde öyle baktığım herkeste,
Senden birşey bulacak kadar değil.
Sana baktığım da,
İstediğölürsemim herşeyi, 
Dilediğim herkesi bulacak kadar sevdim.
Sana baktığım da, 
Bütün bir dünyayı,
Gözlerinde görecek kadar sevdim.
Ben seni kazara değil,
Taammüden,
En derinden, en gönülden sevdim.
Yüreğimi avuçlarına bile isteye,
Kendi ellerimle verdim,
Pişmanlık hissetmeden,
Önünü, ardını düşünmeden,
Kimselere birşey demeden.
Değer mi,
Değmez mi diye hesap etmeden sevdim.
Gönlümün rızası ile,
Yüreğimi söküp sana verdim.
Ben seni öyle böyle degil,
Bir insanın insanı sevebileceğinden,
Çok ama çok daha fazla sevdim.
Kabul edip etmeyeceğini dahi bilmeden.
Dönüp dolaşıp kapına geldim.
Çünkü ben senden önce,
Aşkı hiç tanımadım.
Çünkü ben senden önce,
Tek bir nefes bile almadım.